3 Ekim 2013 Perşembe

POTANSİYELE EVET ! AMA YA VAROLAN ?

Potansiyel çok değerli...Yeniyle çalışabilme, yeniye açılabilme, yeniye fırsat verme, yeniden öğrenmeyi keşfetme...beynin yeni ufuklarla dansı...potansiyeli ortaya çıkarma kaygısı...kesinlikle çok değerli...ama;

Ya varolan henüz dışarıya çıkmamışsa? 

Çıkarılmamış, engellenmiş, layık görülmemiş, ötelenmiş, eğreti bırakılmışsa? Ne vahim israf...

Bireyin kendi hayat çizgisinde yorgun düşmeye başladığı, kendine rağmen kendini engellemeye başladığı, yani; çocukken zaten sahip olduğunu yetişkinken kendine konduramadığı anların çoğaldığı durumlarda önce varolanı çıkarmak öncelikli olmalı...öyle mi acaba?

Aslında varolanı, olduğu yerden çıkarmakla başlamalı mücadele...çıkardıkça tanıdık, çıkardıkça kendinle barışık, çıkardıkça çocukluğuna aslında ne kadar alışık olduğunu hatırlayacak bir ruh hali...ne keyif değil mi?
Tadı damağında kalan çocukluğun varoluşunu, damağa geri getirecek olan yani...

Çünkü varolduğunu bildiğin, kendine defalarca gösterdiğin halde hayat gailesinde kör kaldığın, günün rutininde her daim kelimene  kattığın, katığın olan o 'mevcudun' dışarı çıkmadı mı, potansiyelle çalışmak onu daha da derinlere gömer mi acaba? Potansiyele yelken açarken, mevcudiyete elveda denir mi acaba?
'İnsanın kendinde varolanı tekrar hak etmesi ne menem bir şeydir? ' Ne keder, ne elemdir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder