13 Kasım 2013 Çarşamba

ŞÜKÜRLÜ YAZI...

Ne çok derdim varmış...
Biri bitmeden diğeri başlıyor...
Neyse, sustainable bir jörniy en azından...çok moda ya...
Bu aralar ne az şükrediyorum yahu !
Kaç yaşına geldim iyi-kötü...
Bir hayat kurdum legolardan, bazen altından çekiyorum bir kaç tane bakalım devriliyor muyum diye...devriliyorum, 
İyi de oluyor, başka yol-yordamla tekrar ayağa kalkmaya filan çalışıyorum...

İnsan bazı dönemlerde işi-gücü bırakıp kendiyle uğraşıyor ya...
Dünyada ters giden her şey beni buluyor sanrısı...
Bunu 'gücüm' haline getirdiğimi anlıyorum o zaman. 
Önce hafiften bir keyif rüzgarı esiyor tüylerimi okşayan, sonra alışkanlık, sonra belagata kuvvet bunu sevdiğime de inanmaya başlıyorum...
Bu beni çoğu zaman en tehlikeli ve kolay girilen navlunsuz liman; 'kurban psikolojisine' sığındırıyor...
Şu cümle pelesenk oluyor ağzıma, yüzüme: 'sen benim ne çektiğimi biliyor musun? '
Karşıdaki insanımı çaresiz, sözsüz ve beni de niyetsiz ve kifayetsiz bırakan cümle...
Bak bir kendine, etrafına...ne acılar, ne hayatlar, ne mücadeleler var senin lügatına uğramamış, sana ölüm, berikine yaşamın ta kendisi olan...
Ulan biraz şükret şükür...
Minnet duy; yapamadığına değil yapmadığına kız,
Kendinle çalış, didin, deş filan da...kendine gel...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder