Hikaye uzun demiştim ama meraklısına ( bu arada kimse o) özetleyerek gitmeye çalışıyorum :)) Bana zor iş :))
Efendim İzmir'de kalmıştık ama ben 94'de Londra'ya uçtum tohturaya...
Bu kez biraz daha büyüyerek gittim, akıl yaşımı doğrulttum doğrultmacıda...
Günler, aylar, yıl geçti...gezdim, gördüm, yaşadım filan.. İrlanda, İskoçya ve özellikle Aberdeen'de kuzey denizine yürüdüm sert rüzgarda, denize kılıç gibi inen onlarca metre kayalıklarda çiçek topladım...çok soğuktu kalbimi ısıttı İskoçya...o aralar viskiyle cebelleştim hallice...
Bu arada Paris tekrar keşfedildi, Marais oldu, Bercy çok oldu...
Brugge, Louvain, İskandinavya derken gezindim tozundum...
Klasik, 'gitmişken şurayı da burayı da...'
Neye yaradı? Yalnızlığıma hizmet etti; çok kaliteli yalnız kaldım, yalnızken güçlü olduğumu anladım eyice...
Çok okudum yine o ara.
National Museum'da kaçak bir sürü tura katıldım...
Nereden bilirdim Renoir'ın endüstriyelleşmeye küfür ettiğini tablolarında, Monnet'den uzaklaştıkça nilüferlerin oynaştığını görürken...
Bi gece Arsenal'da metroda yattım, çok gözlüklüydüm fena dayak yedim...Atilla İlhan'a rahmet...
Bi pazar param bitti, trafalgarda dilendim, iyi para yaptım ama punkların yerine tükkan açmışım, charing cross station'a kadar kovaladılar pıçakla...zor kaçtım.
Akademik çalışma nedir, nasıl araştırma yapılır, nasıl önermede bulunulur gibi 'şeyler' öğrendim, Dave Edye'den, Mike Newman'dan...çok sertti:))
Sosyal Psikoloji çalışırken geçirgenliğin pedagojisini falan öğrettiler...zevkten ayyaşlığa verdim kendimi bi kaç ay...
Dönercide tuvalet temizledim, ön serviste burger çıkardım, döner kesmeyi öğrendim...
Tır şöförleri saat 02.00'de geliyordu Manor House'da dükkana ve pidenin içine 75 pennylik patates doldurup veriyordum...açlık heryerde aynı...
Bi gün West End'de barda Ringo Starr oturdu berime...Rodin'in düşünen adamına evrildim...Bi çok selebriti gördüydüm zaten de Londra'da, Ringo be kardeş...bidıls be...ağır oldu...olay mahalini terk edemedim...o derece...
Ve bir dönem Paris başladı...
Je l'aime a mourir (Francis Cabrel)
Moi je n´étais rien
Et voilà qu´aujourd´hui
Je suis le gardien
Du sommeil de ses nuits
Je l´aime à mourir
Vous pouvez détruire
Tout ce qu´il vous plaira
Elle n´a qu´à ouvrir
L´espace de ses bras
Pour tout reconstruire
Pour tout reconstruire
Je l´aime à mourir
Elle a gommé les chiffres
Des horloges du quartier
Elle a fait de ma vie
Des cocottes en papier
Des éclats de rire
Elle a bâti des ponts
Entre nous et le ciel
Et nous les traversons
À chaque fois qu´elle
Ne veut pas dormir
Ne veut pas dormir
Je l´aime à mourir
Elle a dû faire toutes les guerres
Pour être si forte aujourd´hui
Elle a dû faire toutes les guerres
De la vie, et l´amour aussi
Elle vit de son mieux
Son rêve d´opaline
Elle danse au milieu
Des forêts qu´elle dessine
Je l´aime à mourir
Elle porte des rubans
Qu´elle laisse s´envoler
Elle me chante souvent
Que j´ai tort d´essayer
De les retenir
De les retenir
Je l´aime à mourir
Pour monter dans sa grotte
Cachée sous les toits
Je dois clouer des notes
À mes sabots de bois
Je l´aime à mourir
Je dois juste m´asseoir
Je ne dois pas parler
Je ne dois rien vouloir
Je dois juste essayer
De lui appartenir
De lui appartenir
Je l´aime à mourir
Elle a dû faire toutes les guerres
Pour être si forte aujourd´hui
Elle a dû faire toutes les guerres
De la vie, et l´amour aussi
Moi je n´étais rien
Et voilà qu´aujourd´hui
Je suis le gardien
Du sommeil de ses nuits
Je l´aime à mourir
Vous pouvez détruire
Tout ce qu´il vous plaira
Elle n´aura qu´à ouvrir
L´espace de ses bras
Pour tout reconstruire
Pour tout reconstruire
Je l´aime à mourir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder