Artık cevaplar koro halinde yükseliyor: BEEN !!!!
'İnsan önce kendine oksijen almazsa yanındakine nasıl verecek' doğrusundan yavaş yavaş sapmalar gözlemliyorum ben son 5-6 yıldır...
Sapmalar, oksijenin tamamını bireyin kendisine ayırmasına doğru gidiyor gibi...
Özellikle de 'önce ben', bireyin geç yaşlarında keşfedilmişse...
İlişkilerde, aile-içi ilişkilerde, iş ilişkilerinde 'önce ben; zaten geç bulmuşum, tamamen ben'e' dönüşmeye başladı diye düşünüyorum...
Tabii kısıtlı bir çevre ve örnekleme dayandığımı söylemeliyim...hissiyat işte !
Acaba bunun, bireylerin kendilerini sürekli sorgulamaya iten hayvani iş ortamıyla ilişkisi nedir?
- 'kaliteli zaman geçirmek,
- farkındalık,
- anlık hazların hiç birini ertelememek (çünkü hayat çok kısa canım),
- adını bir türlü koyamadığı ama hep ruhunda hissettiği aşkımsı halet-i ruhiyeyle yıkanmak,
- hergün yeniden doğmak (ama gerçekte neye onu bilememek),
- veciz sözlerin tamamının kendi hayatı için söylendiğine uyanmak,
- aslolanın yolun sonu değil bizatihi yol olduğunu kavradıkça, daha çok şey kaçırdığına olan inancını da artırmak,
- böylece yolda kendisini alıkoyan veya kendi farkındalık düzeyine ulaşamayan yoldaşları hızla geride bırakmak'
gibi durumlar, 'önce ben'e' hasret yurt insanını sosyal ve psikolojik açıdan daha çoook yoracak gibi...
Ben bunu biraz şu duruma da benzetiyorum: 1980 sonrası 'dışa açılmayla' birlikte havaalanlarının, duty freelerin, Oxford Street'in filan dolup dolup taşması gibi sanki...
Allahtan artık oradaki bütün 'nimetler' burada da var da bunların hiçbiri yaşanmıyor.
Artık gözler 'butik butik' bakıyor...
Sindirildi yani bu işler çoooktaann...Paris, Prag, Viyana filan banal... ayağa düştü...
Bakalım 'önce ben' nasıl sindirilip ayağa düşecek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder