4 Aralık 2013 Çarşamba

'BİLİNEN BİLİNMEYEN'İN ETTİĞİ...

'Bilinen bilinmeyen' diye bir kavram var. 
Ben öyle diyorum yani... 
Tabii ki, bir çok başka söylenmişliği var... 
Ben 'bilinen bilinmeyen' deyorum...
Şöyle oluyor; işin nereye gittiği (veya gitmediği) belli, ancak 'dur bakalım'la başlayan manzumelerle umutvar ve mistik bir yapı oluşturunca, 'bilinen bilinmeyen' oluyor...
Niye böyle diyorum; aslında birey, netameli bir yola girdiğinde, bilinçaltı ve bilinçüstü organize bir kaos şeklinde yolun sonunda ne olduğunu bireyin 'beğenisine' sunmaya başlıyor. 
Birey - olağanüstü fırsatlar ve saldım evrene, döndüm evrime ihtimallarini dışarıda tutarsak:)) - elinden gelen hemen herşeyi yaptıysa, dingin ve akil düşünüp ve hatta akile danıştıysa ve hemen her bilinçüstü ve bilinçaltı 'akli' ona aşağı yukarı benzer yolu gösteriyorsa..ama;
Ama kalbi elvermiyorsa, o zaman bilinçli ahenk durumundan bilinçli ahenksizlik durumuna geçiliyor ki, kimi durumda gerçekten elden gelen herşey yapıldığı halde, 'yapılmamış, denenmemiş, haydi devam' akordsuzluğu baş gösteriyor... 
Yorucu, can sıkıcı ve işin kötüsü bazen bireyi 'yetersizim' algısına sürükleyen bir süreç oluyor...
Ne yapmalı ? 
Zaten yapıyoruz... nasıl mı?
Şuna geldiğimizde; 'önce sağlık olsun, herşey olacağına varıyor, bunda da bir hayır vardır...'
Nasıl tanıdık mı ?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder