13 Ekim 2013 Pazar

KENDİNİ GÖMMÜŞ ERKEK ÇOCUKLARININ HİKAYESİ...

Kendini gömmüş ve gömdüğü yerden çıkaramamış erkek çocuğunun hikayesi hüzünlüdür. 
Nerden kafasını çıkarsa, oyun parkındaki balyozlu masa oyunundaki gibi kafaya balyozu yemiştir. 
Zorunlulukları vardır hayatta...
Kimi; sanata, spora kaydı mı hayatını kaydırırlar mesela...
bazen tatlı dille, severek, 
bazen balyozla gömerek...

Kimi; kaçışı, kurtuluşu 'düşünen adam' olarak tasarlar, sakal bırakır, gözlük takar, eşarpsız çıkmamaya başlar...
Bezden heybe, siyah-kahverengi fitilli pantalon, kahverengi çuval ve mutlaka sakal bırakmakla aidiyetini coşturur...işin kıyafette olmadığını kimi anlar, kimi anlasa da çok geçtir artık...üste başa kimliğe yapışmıştır...atsa atamaz, satsa satamaz...eşarp, kasket ve palto askıya asılınca çıplaklığından üşür, sardıkça sarar kumaşları, toprak renkleri, şarabı, cigarayı...

Kimi; kaçışı, kurtuluşu, öğretmekte bulur...hababam debabam öğretir, eksikliğini duyduğu herşeyi...bilemediğini, anlayamadığını...
Öğrettikçe, bilmediği çıkar ortaya, çıktıkça öğretir, alamaz hırsını...
Doğruları katılaşır, kemik gibi olur. 
Eğilmez-bükülmez doğrularının sancısını, ağrısını taşır. Kendisinin olmak istemediği bir yere gelmek için öğretmelidir,
Oraya yaklaştıkça orayı istemediğini anlar...kimi 30'unda kimi 40'ında kimi hayat tarafından kırpılınca...

Kimi; korpırıtlayfçıdır, 
Korpırıta taptıkça, korpırıtın ona daha yakışıklı takım elbise, daha iyi bavul, daha çok yurtdışı seyahat, daha çok yat, daha çok kat, daha iyi siteyk, daha hızlı motor, daha ve daha vererek kurtulacağını sanır...
Boktan bir sahilde iki dakika pantalonun paçasını sıvayıp ayağı denize erdi mi; 'hayat ağzıma s....' nakaratına başlar...sanrı biter...

Kimi; aile dizinine gider, aileyi dizer,
Kimi; nepale gider, himalayaları gezer,
Kimi; var olduğunu hisseder ama hiç niyeti yoktur,
Kimi olmadığını bile bilmez, gelir-gider... 
Kimi; diğer insanından göremediği, bulamadığı ve yaşayamadığını 'hiç aramıyorum ki' sanar...çok kadını hiç kadın yapar...
Kimi; kendinde görmek-yaşamak istediğini, karşının eksiği gibi gösterip onu tamlamaya çalışır-durur...onu 'o' halinden çıkarıp 'ben' haline soktukça onun daha mutlu olacağı sanrısıyla...
Kimini; büyük ve anlık bir korku paklar,
Kiminin hasreti, sadece bir tek anlık korkusu olmasıdır...
Kimi erkek adam olmak ister, kimi gömüldüğü yerden çıkmak... 

Eeee bu durumu da ancak rahmetli büyük ses Alice in Chains'imin Layne Stanley'i paklar...




 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder