- Tut ki anladın...anladıkça ne oldu?
- Kendimi rahatlattım...
- Niye?
- İhtiyacım vardı...
- Neye?
- Kendimi rahatlatmaya...
- Eh zormuş işin...
- Tut ki çözdün; çözdükçe ne oldu?
- Kendimi çözmüş hissettim...
- Peki sonra ne oldu?
- Rahatladım...
- Niye?
- İhtiyacım vardı...
- Neye?
- Kendimi rahatlatmaya...
- Rahatsız mısın sen?
- Soranım çok...
- Nerede?
- İçimde...
- Kaç tane soranın var?
- Çoklar...
- İçlerin rahatladı mı?
- Soruyorlar hala...
- Ne zaman tam olarak rahatlıyorlar?
- Rahatlamıyorlar...
- Eh zormuş işin...
- Peki sen hiç merak etmez misin, anlamaya çalışmaz mısın?
- Çalışırdım bıraktım...çevreci oldum ben; mümkün olduğunca anlamamaya çalışıyorum...biliyorsun en çok oksijen yakan organ beyin; yaktıkça karbonmonokside olmuş düşünceyi de doğaya salıyor...karbonsalınmayayım istiyorum...beynimden geldiğince...
- Ama insan düşündükçe, anlamlandırdıkça, deştikçe insan değil mi?
- Bilmem...'doğaya' zarar vermeyelim de...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder